Göktaşı; diğer bir ismi ile meteorit olarak ifade edilebilen ve uzayda bulunan bazı maddelerin, dünya katmanını aşarak yeryüzüne ulaşması şeklinde tanımlanabilen bir yapıdır.
Göktaşı Nedir, Ne Demek?
Samanyolu galaksisi oldukça büyüktür ve dünyamın bu galakside bir nokta kadardır. Kafamızı gökyüzüne çevirdiğimiz zaman yukarıda görmüş olduğumuz büyük boşluk uzaydır. Dünyamızı saran koruyucu bir katman bulunmaktadır. Göktaşları bu katmanı aşarak dünyayı ulaştıklarında sürtünme, ısı ve basınç etkisi ile ufak parçalara bölünürler. Normalde uzayda oldukça büyük ve zararlı olsalar da dünyaya ulaştıkları zaman bu büyüklükleri gözlemlenmemektedir. Göktaşının dünyaya ulaşmış olan kalıntısı meteorit olarak isimlendirilmektedir.
Genel olarak yeryüzüne ulaşmadan eriyip giden göktaşları kayan yıldır olarak da tabir edilebilmektedir. Genel olarak dünya atmosferine her yıl yaklaşık olarak birkaç bin gök taşı girer. Fakat bunların hemen hemen 500'ü buharlaşma yaşamadan dünya yüzeyine ulaşmaktadır. Diğerleri dünyanın koruyucu katmanları sayesinde ufacık parçalara bölünerek eriyip gider.
Bu cisimlerin dünyaya ulaşma hızı saatte 11–72 km'dir. Bu süreçte meydana gelen sürtünme kuvveti onların ufalmasına yardımcı olur. Hatta ufak toz parçacıklarına ulaştığını bile betimleyebiliriz. Bazı büyük göktaşları ise atmosferde gözlemlenebilecek şekildedir. Her yıl belli zamanlarda meteor yağmurları gerçekleşmektedir. Bunların bazıları gözlemlenebilir. Hatta Dünya'ya teğet geçen gök taşları meteor kayması olarak da isimlendirilebilmektedir.
Göktaşı Düşerse Ne Olur?
Genel olarak yeryüzüne ulaşmadan kaybolan ya da gözle görülebilir şekilde meteor kayması, yıldız kayması gibi adlandırılabilen bu durum asıl olarak her sene yaşanmaktadır. Gök taşları uzayda oldukça büyük olsalar da dünya atmosferine girdiği zaman bu büyüklüklerini kaybetmektedirler. Bu nedenle dünyaya düştüğü zaman herhangi bir zararlı etkiye yol açmamaktadır. Karbon, magnezyum ve oksijenden meydana gelen bu gök taşları canlı yaşamını sona erdirecek nitelikte değildir. Genel olarak dinozorların göktaşı çarpması sonucunda öldüğü dile getirilirken, asıl durumun bu olayın yaşanmasından sonra oluşan iridyum elementi ve yiyecek bulamamalarıdır. Bu durum zaman içerisine ölmeleri, nesillerinin tükenmesi şeklinde nitelendirilir.
Bazı bilim adamlarına göre gök taşları insan yaşamının sonu değil bazı hastalıkların şifası olarak yanıt bulabilmektedir. Yapılan inceleme ve araştırmalar bu yapıların içerisinde yer alan iridyum elementinin kanserli hücrelerin yok olmasından etkili olduğunu göstermektedir. Üstelik bu süreçte sağlıklı hücrelerin zarar görmesini engellediği tespit edilmektedir. Dünya üzerinde çok nadir rastlanılan bu element göktaşlarının içerisinde fazla fazla bulunmaktadır.
Gök Taşı Nasıl Anlaşılır?
Genel olarak gök taşlarının 3 çeşidi bulunmaktadır. Taşlı, demirli ve demirli taşlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Taşlı göktaşları, silikat, meta, nikel ve demir barındırır. Demirli olanlar ise içerisinde demir ve nikel barındırır. Bunlar oldukça büyüktür ve içerisinde ağır metallerin bulunduğu bilinmektedir. Taşlı demirli göktaşları ise dünyanın pek çok yerinde küçük ya da büyük şekilde bulunmaktadır. Silikon, oksijen, demir ve nikel barındıran bu taşlar, aynı zamanda olivit kristalleri ve pallasitler içermektedir. Bu özelliklerine göre gök taşı olup olmadığı ortaya çıkmaktadır.
Göktaşlarının Özellikleri Hakkında Bilgi
Dünya'ya ulaşmış olan en fazla göktaşı Antarktika'da yer almaktadır. Burada taşlar gözle görülür şekildedir. Yapılan araştırmalara göre bu taşların büyük çoğunluğu Mars ve Ay'dan gelmektedir. Dünyamıza ulaşan bu taşlar resmi olmayan illegal yollarla ticarete tabi tutulabilmektedir. Ve son olarak yeryüzündeki sularda bulunan fosforun göktaşları ile oluştuğu belirtilmektedir.