Makrobiyotik Beslenme ve Diyet Nedir? Faydaları ve Zararları Nelerdir?
Makrobiyotik beslenme; uzun bir yaşam için beslenme anlamına gelen ve tam tahılların temel besin olarak kabul edildiği bir beslenme şekli olarak ifade edilir.
Makrobiyotik Beslenme Nedir, Ne Demek?
Dünya üzerinde pek çok ünlü ismin benimsemiş olduğu makrobiyotik beslenme, asıl olarak Japon kökenli bir beslenme şeklidir. Çok eski zamanlarda uyarlanmış olan bu diyet 1800'lü yıllarda Japon bir doktor tarafından oluşturulmuştur. Şeker, süt ürünleri ve et gibi ürünlerin bağışıklığı kötü etkilediğini belirten bu doktor, tam tahıllı besinlerin tercih edildiği, işlenmiş gıdaların ise tamamen saf dışı bırakıldığı bir beslenme şekli oluşturmuştur.
Uzun bir yaşamın sırrı olarak belirtilen makrobiyotik beslenmede katkı maddesi bulunan gıdalar, işlenmiş besinler, çikolata, bal, rafine şeker, alkol ve konserve gibi yüksek oranda kalori içeren yiyeceklerde uzak durulması temel amaçtır. Bunların yanında kırmızı et, yumurta, beyaz et, süt ve peynir gibi gıdaların tüketilmesini de önemli oranda azaltmaktadır. Bir felsefe üzerine kurulmuş olan bu beslenme türü, Yin-Yang düşüncesine göre oluşturulmuştur. Bu felsefede sistemine göre yin kelimesi şeker, baharatlar ve alkol gibi şeyleri, yang ise kırmızı et, süt ve süt ürünleri gibi besinleri temsil etmektedir. Bu tarz besinlerin metabolizmanın işleyişine ve dengesine zararlı olabileceği belirtilmektedir. Sindirim sisteminin etkin çalışabilmesi için bunların tüketilmemesi ve oldukça sınırlandırılması gerektiği nitelendirilmektedir.
Makrobiyotik Diyetin Faydaları Nelerdir?
Organik gıdaların tüketilmesini öneren makrobiyotik diyet düşüncesi sezon dışında hiçbir yiyeceğin yenmemesi gerektiğini savunmaktadır. Taze gıdalar ile birlikte et ve süt ürünleri yerine asıl olarak bitkisel yiyeceklerin tercih edilmesini belirtmektedir. Bu beslenme tarzı doğal ve organik beslenmeyi savunduğu için vücuttaki iltihapların giderilmesine yardımcı olmaktadır. Böylece birtakım hastalıkların oluşmasını engellemektedir. Kandaki lipit düzeylerin azaltılmasına yardımcı olarak, kan basıncının düşürülmesine destek olabilmektedir. Diyetin genelindeki lifli beslenme ve antioksidan açısından zengin gıdaları tüketme etkisi kalp sağlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
Makrobiyotik diyet kişinin doğru beslenmesine destek sağlamaktadır. Hem yediğiniz besinlerin hem de bu besinlerin miktarının dengeli olmasını sağlar. Bu da kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olur. Bu beslenme tarzı ile kendinizi tok hissedebilir ve böylece aşırı yemek tüketmemeyi sağlarsınız. Bu da ideal kiloda kalmanıza yardımcı olur. Düşük kalorili bir beslenme şeklidir ve vücuda zarar veren şeker, gluten gibi bileşenlerden uzak durmayı sağlar. Bunların yanında taze ce sağlıklı beslenme önerdiği için kanser gibi hastalıkların önlenmesi konusunda da yardımcı olabilir.
Makrobiyotik Beslenmenin Zararları Nelerdir?
Öncelikle belirtmek gerekir ki bir insan vücudu için sağlıklı diyetin özgün ve özel olması gerekmektedir. Makrobiyotik beslenme türü bazı besinleri yasaklamaktadır. Süt ve süt ürünleri, et tüketimi, beyaz et gibi protein içeren besinlerin uzun süre tüketilmemesi bazı insanlar için yan etki meydana getirebilir. Sağlıklı beslenmek her türlü besini tüketmek anlamına gelmektedir. Fakat önemli olan miktarların dengelenmesidir. Bu tarz bir diyeti uzun süreli boyunca uygulamak zor olabilir. Bu yüzden diyetlerin kişiye özel olmasına dikkat edilmelidir.
Makrobiyotik Diyet Listesi Nedir? Nasıl Olmalıdır?
Bu beslenme çeşidinde kahverengi pirinç, akdarı, yulaf ezmesi, arpa, buğday, mısır, çavdar ve karabuğday gibi tam tahıllı besinler ana temel gıdalar olarak adlandırılmaktadır. Bol miktarda yeşil lahana, kıvırcık, brokoli, soğan, maydanoz, havuç ve karnabahar gibi besinler tüketilebilir. Bunların yanı sıra makrobiyotik diyette patates, domates, ıspanak, biber, pancar, patlıcan ve sakız kabağı gibi sebzelerden, tatlandırıcı içeren her türlü içecek ya da yiyecekten uzak durulmalıdır. Haftada bir ya da iki kere balık tüketimi sağlanabilir. Kafein, rafine şeker, yapay tatlandırıcılar, alkol, bal, pekmez ve çikolata gibi yiyeceklerden kesinlikle uzak durulmalıdır.